Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

sesini yükseltmek

  • 1 повышать

    несов.; сов. - повы́сить
    2) (увеличивать, усиливать) artırmak, yükseltmek

    повыша́ть производи́тельность труда́ — emeğin üretkenliğini artırmak

    тре́бование повы́сить зарпла́ту рабо́чих — işçi ücretlerine zam talepleri

    повыша́ть це́ны — fiyatları artırmak, fiyatlara zam yapmak

    пла́та за... повы́шена с... до... рубле́й —... parası... rubleden... rubleye çıkarıldı

    3) (усовершенствовать, улучшать) yükseltmek

    повыша́ть жи́зненный у́ровень населе́ния — halkın yaşam düzeyini yükseltmek

    повыша́ть ка́чество това́ров — malların kalitesini yükseltmek / iyileştirmek

    4) ( по службе) terfi ettirmek, yükseltmek

    повы́сить кого-л. в зва́нии / чи́не / до́лжности — birini terfi ettirmek

    ••

    повы́сить го́лос — sesini yükseltmek

    Русско-турецкий словарь > повышать

  • 2 поднимать

    несов.; сов. - подня́ть
    1) ( брать с земли) (yerden) almak

    подня́ть чемода́н — bavulu kaldırmak

    поднима́ть шта́нгу — halter kaldırmak

    3) (перемещать наверх, смещать вверх) çıkarmak, kaldırmak

    поднима́ть ве́щи на ли́фте — eşyayı asansörle çıkarmak

    подня́ть затону́вшее су́дно — batık gemiyi yüzdürmek

    поднима́ть бро́ви — kaşlarını kaldırmak

    поднима́ть ру́ку — el kaldırmak ( при голосовании), parmak kaldırmak ( прося слова)

    подня́ть ру́ки (сдаваясь)ellerini kaldırmak

    поднима́ть за́навес — perdeyi kaldırmak

    подня́ть пла́нку на высоту́ шести́ ме́тров — çıtayı altı metreye yükseltmek

    подня́ть кры́шку роя́ля — piyanonun kapağını kaldırmak

    подня́ть воротни́к — yakasını kaldırmak

    воротни́к его́ шине́ли был по́днят — kaputunun yakası kalkıktı

    поднима́ть флаг — bayrak çekmek

    поднима́ть па́рус / паруса́ — yelken açmak

    подня́ть паруса́! — yelkenler fora!

    поднима́ть я́корь — demir almak / kaldırmak

    подня́ть я́корь! — vira demir!

    4) (упавшее, опрокинувшееся) kaldırmak
    5) разг. kaldırmak ( больного), büyütüp yetiştirmek (вырастить, напр. детей)

    он подни́мет тебя́ за неде́лю (о враче, о медикаменте и т. п.)seni bir haftada (yataktan) kaldırır

    6) (налаживать, поправлять) kalkındırmak, çıkarmak

    поднима́ть эконо́мику — ekonomiyi kalkındırmak

    подня́ть что-л. до у́ровня мировы́х станда́ртов — dünya standartları düzeyine çıkarmak

    7) (заставлять встать, тронуться с места, взлететь) kaldırmak

    подня́ть кого-л. с посте́ли — yataktan kaldırmak

    вы ра́но меня́ по́дняли (разбудили)beni erken kaldırdınız

    подня́ть за́йца — охот. bir tavşan kaldırmak

    поднима́ть пыль — toz kaldırmak / koparmak

    маши́на шла, поднима́я пыль — araba yolu tozutarak yürüyordu

    8) ( побуждать к действию) kaldırmak; harekete geçirmek

    подня́ть ро́ту в ата́ку — bölüğü hücuma kaldırmak

    подня́ть ма́ссы на борьбу́ за незави́симость — yığınları bağımsızlık savaşımı için harekete geçirmek

    9) (начинать какое-л. действие) çıkarmak; koparmak

    подня́ть восста́ние — ayaklanmak

    подня́ть крик — yaygara koparmak

    подня́ть шум — gürültü çıkarmak / koparmak

    подня́ть бунт — isyan çıkarmak

    подня́ть па́нику — panik çıkarmak

    подня́ть волну́ терро́ра — bir terör dalgası estirmek

    10) (возбуждать - вопрос, дело) ortaya koymak

    подня́ть вопро́с о... —... sorununu ortaya koymak

    по́днятый вопро́с — ortaya konan sorun

    подня́ть сте́ну на метр — duvarı bir metre kaldırmak

    поднима́ть прести́ж кого-чего-л.перен. prestijini yükseltmek

    12) (увеличивать, повышать) yükseltmek

    поднима́ть давле́ние па́ра — buhar basıncını yükseltmek

    поднима́ть це́ны на нефть — petrol fiyatlarını yükseltmek

    поднима́ть чей-л. дух — перен. birinin moralini yükseltmek, birine moral vermek

    поднима́ть целину́ / цели́нные зе́мли — ham toprakları tarıma açmak

    ••

    подня́ть глаза́ — gözlerini yerden kaldırmak

    подня́ть ру́ку на кого-л.birine el kaldırmak

    подня́ть го́лос проте́ста — protesto sesini yükseltmek

    подня́ть страну́ до у́ровня передовы́х госуда́рств — ülkeyi ileri ülkeler düzeyine çıkarmak

    Русско-турецкий словарь > поднимать

  • 3 amplify

    v. büyütmek, genişletmek, yükseltmek (ses), artırmak; geniş olarak açıklamak
    * * *
    1. büyült 2. yükselt
    * * *
    1) (to make larger, especially by adding details to.) genişletmek
    2) (to make (the sound from a radio, record-player etc) louder by using an amplifier.) sesini yükseltmek
    - amplifier

    English-Turkish dictionary > amplify

  • 4 heben

    heben <hebt, hob, gehoben> ['he:bən]
    I vt
    1) kaldırmak; ( Schatz) meydana çıkarmak; ( Wrack) su yüzüne çıkarmak;
    den Arm \heben kolunu kaldırmak;
    die Stimme \heben sesini yükseltmek;
    einen \heben ( fam) bir tek içmek, içki içmek
    2) ( steigern) artırmak, yükseltmek; ( verbessern) kalkındırmak
    3) ( südd) ( halten) tutmak
    II vr
    sich \heben
    1) kalkmak, yükselmek
    2) ( sich verbessern) düzelmek
    III vi ( südd) ( haltbar sein) dayanmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > heben

  • 5 élever

    Dictionnaire Français-Turc > élever

  • 6 raise one's voice

    (to speak more loudly than normal especially in anger: I don't want to have to raise my voice to you again.) sesini yükseltmek

    English-Turkish dictionary > raise one's voice

  • 7 speak up

    yüksek sesle konuşmak, sesli söylemek, serbestçe konuşmak, çekinmeden konuşmak
    * * *
    açıkça konuş
    * * *
    (to speak (more) loudly: Speak up! We can't hear you!) sesini yükseltmek

    English-Turkish dictionary > speak up

  • 8 tune to

    v. istasyona ayarlamak (radyo), hazırlanmak (uçuş vb.), sesini yükseltmek

    English-Turkish dictionary > tune to

  • 9 tune to

    v. istasyona ayarlamak (radyo), hazırlanmak (uçuş vb.), sesini yükseltmek

    English-Turkish dictionary > tune to

  • 10 erheben

    kaldırmak
    yükseltmek (sesini vs.)

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > erheben

См. также в других словарях:

  • sesini yükseltmek — yüksek, öfkeli bir sesle söylemek Çardaktan kocasının sesini yükselterek söylediğini duyan kadın, kahve takımlarını alıp çıktı. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İ'TİDA — Sesini yükseltmek. * Zulmetmek. * Haddinden geçmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İŞADE — Çağırmak. Sesini yükseltmek. * Dünyevi matluba yetişmek. * Binayı yükseltmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TERCİ' — (Rücu . dan) Geri döndürme, geri çevirme. * Sesini yükseltmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • arıza — is., Ar. ˁāriża 1) Aksama, aksaklık, bozulma 2) coğ. Engebe 3) müz. Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekâr işaretlerinin ortak adı Atasözü, Deyim ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEDÎÎ KIRAET — Mantıki kıraet şartlarına riâyet ettikten başka rikkat mevkiinde sesini indirmek, şiddet makamında yükseltmek acemi aktör tavrı takınmaksızın mevzuu ses ve işaretle canlandırmaktır …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»